UNUTMAK


UNUTMAK
      Kokusunun burnundan gitmesi önce, sende kalmasını en çok istediğinin ilk önce terk etmesi hafızanı...
Sonra tenini unutmak, ona dokunmanın nasıl huzur verici olduğunu hatırladığın halde, teninin hayalini parmak uçlarında hissedememek artık...Zamana sesinin yenik düşmesi ardından,ne fısıltılarını anımsayabilmek, ne de kahkahasını...En sona birkaç görüntü kalması sadece zihninin derinliklerinde.

Bazen hatırlamaya çalıştıkça kaçması görüntüsünün, gömüldüğü derinliklerden çekip çıkaramaman

yüzünü, gözlerini, gülümsemesini...unutmak...önce acı, sonra alışkanlık...unutmanın acısı, acının unutulması ve unutmaya da alışmak sonunda...yavaş yavaş eksilmek, yavaş yavaş eksilmesi...
Unutulan her şey gibi,  yok olması.kalbinin hiçbir zaman 'son' yazamayacağını bilen hafızanın son noktayı koyması.

      Acıya acıya, acıta acıta,kendini acıya, dolaya dolaya.kalbi, kanata kanata,unutursunAma unutmak değil bu… Sadece alışmak… Eylemler unutulur belki ama özneler unutulmaz… Deneyim dedğmz şey aslında "unutamadıklarımızın toplamı" değil midir? Olmayanın ağrısıdır bedenindeki artık. Baştan aşağı bir hasret olarak kaç gün sokaklarda yürür insan. Kaç gün uyumaz. yorgun gözler kapanmak ister.

      Hani bir rüya görüp de, rüya gördüğünüzü anladığınız halde asla uyanmak istemezsin ya…Kim ister ki böyle bir rüyadan uyanıp sıradan bir güne başlamayı ? Güneş girer odana, Güneş girer en derinlerine,

miden kıvranır. açlığın homurdanır. doymak… yeniden yaşamak yeniden yaşamaya alışmak,yeni bir sen yaratmak yeni bir güne  kendinle uyanmak ve yürümek.

      Benzer yolları adımlasan da yol kavuşmaz arzuna. Hep eksik olmaya alışır insan. Uutmaktır insanoğlunun katı genlerindeki gerçek.Alınmamış öçler, tutulmamış sözler kalır arkanda… Geriye dönüp baksan, adım adım kat ettiğim uzun yollar, bir arpa boyu kalır.

      Bil ki insan en çok kendini unutur. İnsan önce kendini unutur. Kendini çağırır durmadan. Sesine sağır kulakların çınlar durur. Kendine inat bir sonraki güne sağ çıkmak zafer midir,şanlı bir yenilgi mi yoksa?

Unutmak istediğinizi 'unutma' savaşı verirken top yekün , kendinize yabancılaşır, uzaklaşırsınız. Kendinizden uzaklaştıkça inatla unutmaya çalıştığınıza yaklaşırsınız..Bu, yüreğinize hırslanmış beyninizin aldığı en acı intikamlardandır.Ve en nihayetinde, nice savaşlardan, çatışmalardan sonra ağır yaralı da olsa artık unutmuşsunuzdur…Sadece aldığınız yaralar sızladığında, acıdığında ara ara kanadığında hatırlarsınız o korkunç, o en keskin kılıçların karşısında kalkansız kaldığınız savaşın nedenini...Kalpte çıkan isyan ve iç savaşı darbe ile bastırmak.ölümcül bir kuraklığın arkasından usul usul başlayan yağmur gibi sağaltan bir şey...Unutmak, hafızanın ılık sularda yıkanmasıdır, zaman dediğimiz olgu düşündüğümüzden daha ıslak...

bazen nefret edilesi, bazen de gerçekleşmesi için tüm varlığını verebileceğin bir eylem.Unutmak her yinelenişinde kendini yalanlayan bir olgu. O kıymık battı bi kere. Üzerinden zaman geçince, en fazla daha derine gömülüyor,sonra sızlıyor, sızlıyor…Neden sızladığını unutsan bile, acısı hiç geçmiyor.Tam unuttum dersin,tanıdık bir şarkı çalınır kulağına,birisi onun gibi güler onun parfümünden sürmüştür birisi tüm unuttukların boşa gider bazen.

       Uunutamamanın verdiği yük kollara eşit derecede yüklenmemiş ağırlıklar kadardır.ilk başta taşımak zor gelmez. Ama yaptığın kilometre sayısı arttıkça ağrı çekilmez, yük taşınmaz olur. Unutamamanın verdiği yük, dengeyi bozar ve her an daha da belirginleşerek çekilmez olur. Kalbinle biyolojik ritmin uyuşmaz. Beyne ve ruha eşit derecede yüklenmemiş telkinler, zaman meredinin kucağında ağırlaşır;oysa zaman ilaçtır derler.

Hayır, zaman hafiflettiği ölçüde de, ağırlaştırır ve bunun kararını sen veremezsin.Unutmak ne zor bir kelime
hele bir de sevdanın yükü üzerindeyse unutturamazsın yada umutlanamazsın.Yüreğin fena halde kıvranır durur kendi derdine...Velhasıl  unutmak ezberlere veda etmektir.Yeni ezberlere yer açmaktır.

       Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun…

 

 



 

 



Released •