SUSMAK


SUSMAK

        İki şey ruhumuzu karartır demiş Sâdi Şîrâzî:

        Konuşacak yerde susmak, susacak yerde konuşmak..

        Ne çok garipliklerle doluvermiş hayatımız değil mi? Kimi zaman konuşmak anlamını yitiriyor,kimi zaman da susmak..Susmak mânâ eksikliğinden değil, belki de mânânın derinliğindendir...

      Susmak,bazen kahırdan, kırgınlıktandır.Dertlidir sesini duyuramamaktan, herkesin sağır, dilsiz olmasından.. Yorgundur her seferinde sesinin sağır duvarlara çarparak gürültüyle geri dönmesinden. Sevdiklerinedir en büyük kırgınlıklar, nazdır, sitemdir aynı zamanda.

     Susmak,bazen, kâğıt kalemdir bazen şiir, bazen bestedir. Bazen  notadır yüreğinin bam telini titreten.

    Susmak,anlaşılamamaktandır, kendini aramaya koyulur insan. En uzun yolculuğa çıkar. İçine, içinin derinliklerine, denizlerine doğru. Kendini bulma gayretindedir, nedenler, niçinlerle kulaç atarak… Bazen de yüce ruhluların kaderidir anlaşılamamak. Aslında sükûta bürünmek, susmak değildir. En derin cümleler sükûtça kurulur. Harfler kırgın, kelimeler yaralı olduğu için dîl, dile gelmelerine izin vermez. Yaraların daha derine inmesinden korkar.Çünkü susmak kelimelerin ödediği bedeldir.

  Susmak kabullenmektir habersiz geleni.Bazen acı çekmektir.Haklılığını bile bile boyun bükmektir,kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini…

   Susmak,dile getirilmeyen bir öfkedir bazen .Öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak…Ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, kimseyi bir suskunluk kadar…Ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır.

    Susmak ,bazen feryattır, figandır, ağıttır, en hoyratça savrulan çığlıktır, duymasını bilene.İçinde fırtınalar kopan bir yığın ses, duygu hapseder her susuş…Çünkü sessiz insanlar en gürültülü acılara sahiptir.Ve her suskunluk,Bir iç kanamasıdır ilişkilerde.

  Susmak ,dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri.Bazen göz yaşlarını saklamaktır.Hüznü sessizliğe zincirlemektir,göstermemek için toprağa düşeni…Susmak, hem bir başlangıçtır hem de bir bitiş…Hem cevaptır hem de bir soru...Susmak hem bir yaşamdır hem de bir ölüm...

Susmak hem her şeydir.... Hem de hiçbir şey

    Susmak,aşka hakaret, belirsiz bir şikayetsanki gizli ihanettirSusmak bazen ölesiye bir sevgidir, hissedebilene.

    Susmak, bazen bol kahkahalı gülüştür, mutluluktur, görmesini bilene.Susmak bazen en koyusundan küfürdür, hak edene.Susmak bazen adamlık ve bazende insanlıktır anlayabilene.Susmak aslında çok şey anlatır da, ne mutlu onu kalp gözü ile görüp kalp kulağı ile duyabilene.

   Susarız…

   Sessiz bir onaydır susuşumuz…Biraz utangaçlık belki ama içten bir katılıştır söylenenlere…Susarız…Hassas ve kırılgan bir tepkidir…Küçücük bir hatırlatmadır belki…Fark edilmesi ve onarılması incelik ister…Ya yeniden bir kazanıştır ya da kaybediş olarak kalır karşımızdaki için…

   Susarız…Ayağımız yerden kesilmiş, çiçek çiçek bahardır yüreğimiz…Sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz…

    Susarız…Kabul edilmiş bir hata ya da suçtur susuşumuz ve söylenecek her söz kaybetme riskidir…Korku eşlik eder suskunluğumuza…

    Susarız…Bir gidişi kabullenmektir susmak, yerinde ve zamanında olduğunun ayırdımın da olduğumuz bir gidişin…

    Susarız…Hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan…Bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız…Söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir…Hayatın bize bir şey katamadığı

ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer…Anlarsınız kis sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anlarsınız ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor. Anlarsınız ki, susan her şey derin ve heybetli.Ve bilirsiniz ki

Söyleseniz tesiri yok, sussanız gönül razı değil”dir.İnsan yalnızca söylediklerinden degil,sustuklarından da sorumludur ''Konuşmak için iki dudak, susmak için bir koca bir yürek gerek…



Released •