SÖZCÜKLERİN GÜCÜ
Sözcüklerinde kişilikleri ve ruhları vardır tıpkı
insanlar gibi. Hırsları, intikamları, sevmeleri ve nefretleri…
Bir sözcük karşınızdakini gönlünüzün en derin
yerlerinde gezdirirken bir diğeri gönlünüzün uçurumlarında attırır.
Bazen düşündürür bazen keyiflendirir bazen
de meraklandırır.
Yaşamı sever yaşamdan nefret ettirir. Bazen
servetinizi çeker alırken, elinizden bazen de tüm dünya nimetlerini önünüze
döktürür.
Ve her sözcüğün içinde barındırdığı, açığa çıkmayı
bekleyen sessiz bir sesi vardır.
Her sözcüğün sizde bir varoluşunun bir nedeni, bir
nasılı, bir zamanı mekanı ve kişisi vardır. Kendisini bulamazsa eğer çıkmaz
çıkamaz ortaya saklanır kalır diğer kimsesiz sözcüklerin arasına, sessizleşir.
Ve bazen en gösterişli, en coşkulu sözcük sizi saklandığınız
kutudan çıkaramaz, içinizdeki bir dalı kıpırdatamaz, rüzğarlarınızı estiremez,
içinizdeki denizi dalgalandıramaz.
Ve bazen de en sıradan ve sefil haliyle çıkar
karşınıza içinizde kasırgalar yaratır,
vücudunuza girer tüm hücrelerinizi ele geçirir, yayılır her yerinize, sizi
sizden eder. Bir nefesle gelir ama bin nefesle çıkmaz.
Bazen derindir anlamları daldıkça dalarsınız esrarına
kapılıp. Bazen de elinizi attığınız yerde bulursunuz uğraşmaz çabalamazsınız.
Dünyayı değiştiren, güzelleştirip çoğaltan da
sözcüklerdir, savaşları ,isyanları çıkarıp daraltıp karartan da.
Sözcükler düşüncelere hükmettikleri için güçlüdürler.
Anlayacağınız sözcükler düşüncelerin, düşünceler benliğimizin yağmurunda
ıslanmaktadır.
Yaşamımızda kullandığımız her sözcük kendimizi , dolayısıyla içimizdeki beni
dünyaya fısıldar
Her sözcükle gerçek “ben” harekete geçer.
Ruhun semalarında topladığı her neyse döküverir
ortaya.
Kimi zaman korkak kimi zaman ürkek kimi zaman neşeli…
Aklın acısını vücut, ruhun acısını sözcükler çeker.
Kıvranır durur acıyla kanaya kanaya . Derinlerden inlemeyle karışık bir fısıltı
olur ağızdan çıkarken. Ruhun acısı da kederi de her harfin yüreğinde bir ateş
olur sarar tüm duyanları. Ruhun tüm çaresizliği, acıya ve öfkeye dair ne varsa
bir sessizlik içinde hıçkırır.
Ruhun dehlizlerinde ince ince akan bir sızı her
sözcükle yavaş yavaş dökülür ortaya.
Konuşan siz değil ruhunuzdur aslında.
Yaraları tazedir ve kanıyordur inceden inceye.
Kullandığımız her sözcükle hem ruhumuz hem bedenimiz
hem de beynimizle bir anlaşma imzalarız.
Ağızdan çıkan her sözcük sihirli bir dokunuştur
kainata. Geleceğimiz, geçmişimiz ve bugünümüzdür anlatılan.
Dikkatli olun, çünkü söyleyeceğiniz bir sonraki
kelime, gününüzün ve hatta bundan sonraki hayatınızın nasıl geçeceğini
değiştirebilir.
Bugün
kurduğumuz her cümle ve kullandığımız her sözcüğün yarınımızı, tıpkı dünlerde
kurduklarımızın bugünü kurduğu gibi kuracağını bilmeliyiz.
Her sözcükle ince ince dokuruz kaderimizi.
Unutmayın,
düşüncelerimiz,
sözlerimiz; sözlerimiz inançlarınız; inançlarımız,
kimliğiniz ; davranışlarımız , kaderiniz olur.
Sözcükler
de bazen çaresiz kalır. Çünkü beyin onlara başka anlamlar başka kimlikler
yükler. Onu olmayacak işlerle yaftalar . Gözleriniz olmayanı görür, olmayanı
duymaya başlarsınız.
Çünkü
ruh ve beyin onu başka anlamlara salmış ve geri dönüşü olmayan yollara
itmiştir.
Sözcüklerinizin üstüne hangi anlamları
yüklediyseniz koyduğunuz
düşüncelerinizi, duygularınızı, davranışlarınızı ve sonrasında da yaşayacağınız
hayatı belirler.
Çünkü sözcüğe
yükseldiğiniz anlam üzerine ne yazdıysanız yazgınız da o olacaktır.
Hayata nasıl bakar, sözcüklerinize hangi
anlamaları verirseniz yaşamınızda öyle olur. Bakış açımızı iyi ve güzel olan
çevirsek işittiğimiz de kurduğumuz da tüm sözcükler bir yağmur sonrası toprağın
o berrak kokusuna benzer. İçimizi ferahlatıp günümüzü aydınlatır. Zihninizi ele
geçiren tüm olumsuz sözcüklerinizi bir kenara bırakın. Yeni bir gün doğsun tüm benliğinizde. İzin
verin kuşları havalansın, tekrar çiçekleri açsın ruhunuzun.Tüm olumsuz
anlamlarınızı raflara kaldırın. Bırakın kendi içlerindeki kötülükle
birbirlerini yesinler. Bayram çocukları gibi yeni ve tertemiz anlamlarını
kuşattın sözcüklerinize. Hem sizi hem de
ilişkilerinizi tedavilesin. Bir dost merhabası, anne nasihati, bir aşk sözcüğü
iyileştirsin tüm yaralarınızı.
zihninizi umut sözcükleri ile doldurun ki
umut dolsun ruhunuz.
Zihnini cesaret sözcükleri ile doldurun ki gitme
diyebilesiniz sevdiğinize.
Ve unutmayın iyi de kötü de bizim ona nasıl anlam yüklediğimize
bağlıdır.
Ne
düşünürsen o olursun.